Depresif bakış açınızla baş edecek yöntemler


Depresif bakış açınızla baş edecek yöntemler

İnsanın, dünyayı ve çevresini anlamlandırmasını sağlayan bakış açıları vardır. Kim nereden bakarsa hayata, baktığı yönün getirisi duygularla yaşar, gider.

Bakış açımız olumlu, sevecen, çözüm odaklı ve umut doluysa mutlu/huzurlu kişiler oluruz. Bakış açımız sıkıntılı, stresli, sorun odaklı ve umutsuzluk doluysa mutsuz/huzursuz kişiler oluruz.

Aslına bakarsanız, her insan birbirine benzer olaylar yaşar. Ancak her birisinin yaşadığı bu olaylara verdiği tepkiler birbirinden farklı olur. O farklı tepkinin nedeni, kişinin olaya baktığı açıyla ilgilidir.

Hafta başında konuya giriş yapmıştım. Bugün size günlük pratiğinizde kullanabileceğiniz bakış açıları aktarayım istiyorum.

Aklınıza gelen depresif düşünceler ve bunlarla mücadele etmenizi sağlayacak iç cevaplar için örnekler yazayım hemen;

1. Depresif insanların çok kapıldığı duygu: Beni kimse sevmiyor!

Diyelim ki insanların sizi sevmediği duygusuna kapılıyorsunuz sık sık. Hemen tersini düşünmeye başlayın. Hiçte bile, herkes sizi seviyor. Üstelik niye sevmesinler ki? Bulmuşlar sizin gibi tatlı ve iyi birisini. Sizi sevmeyip de beni sevecek değiller ya. Niye sevmesinler? Elbette severler, hem diyelim ki sevmiyorlar. Ne olmuş yani? Herkes sizi sevmek zorunda değil ki! İsteyen sever istemeyen sevmez. Ama seviyorlardır, merak etmeyin. Sevseler de sevmeseler de siz, sizi sevdiklerini inatla düşünün.

2. Depresif insanlar, harekete geçmek için hep standart bir hata yapar: Birinin vesile olmasını bekler!

İş yapmak için, birinin gelip bizi harekete geçirmesini beklemeyeceğiz. Çocukları okula gönderdikten sonra, gözümüz yatağa kayıyorsa, ilk iş odayı terk edeceğiz. Mümkünse yürüyüşe bile çıkabilirsiniz. Yeter ki aylardır sizi çağıran ve iş güç yapmaktan alıkoyan yatağınıza gidip yatmayın. Çünkü yatarsanız günün neredeyse tamamı, son kaç aydır olduğu gibi, orada geçecek. Yatağa yatmamak için ne gerekiyorsa yapın. Yatağa sizi çeken o kandırıkçı duyguyla mücadele edin. Gerekirse kayınvalidenize, eltinize, ablanıza, annenize veya sevdiğiniz bir arkadaşınıza kahvaltıya gidin. Ama yeter ki aylardır alışkanlık haline getirdiğiniz yatma işini yapmayın. Mücadele edin. İnat edin ve yatmayın.

3. Depresif insanların taktik hatası; Beni kimse anlamıyor!

Beni kimse anlamıyor diye bir mantık yok aslında!.. Üstelik anlamalarını neden bekliyorsunuz peki. Anlatmayı denesenize. Anlamıyorlarsa bir kez daha anlatın. Yine anlamıyorsa bir kez daha. Yine anlamıyorsa bir kez daha… günün birinde anlayacaklardır. Üstelik anlattığınız her şey, karşı tarafın anlama potansiyeliyle sınırlanıyor. O halde anlayabilecekleri bir biçimde anlatmanın bir yolunu bulabilirsiniz. Hem hiç denediniz mi anlatmayı? Yıllardır yaptığım psikolojik destek çalışmalarından biliyorum ki, pek çok kişi anlatmadan peşin hükümlü davranıyor. “Nasılsa anlamazlar” diye baştan geri adım atıyor.

4. Depresif insanların en çok zihnini yorduğu konu: Hiçbir işe yaramıyorum ki!

Zaten hiçbir işe yaramıyorum ki!.. Olur mu öyle şey? Daha da neler! Aylardır yıllardır o kadar evi kim çekip çevirdi. Kolay mı anne olmak, çocuklarla ilgilenmek, baba olmak, eve rızık getirmek ya da öğrenci olmak. Öyle çok işlere yarıyorsunuz ki. Bir liste yapsanız, yazdığınız maddelerin uzunluğuna siz bile hayret edersiniz. Çok işe yarıyorsunuz çok. Üstelik dünyada gerçekten bir işe yaramama anınız gelseydi, Allah (cc) sizi çeker alırdı hiç merak etmeyin. Üstelik de sizin gitmek isteyip istemediğinizi sormadan. Demek ki hayatta olduğunuz müddetçe, nefes alıp verdiğiniz süre içinde, mutlaka birçok işe yarıyorsunuzdur. Sadece göremiyorsunuzdur o kadar!..

5. Depresif insanlar hep plan sorunu yaşar: Planladığım şeyleri yapamıyorum!

Planladığım hiçbir işi yapamıyorum!.. Ee tabi ki yapamazsınız. O kadar zor planı bana verseniz ben de yapamam. En kolay plan, uygulanabilirliği yüksek olan plandır. Aylardır evde iş yapmıyorsanız, eliniz kolunuz kalkmıyorsa, ertesi gün için, “evin tamamını misler gibi yapacağım” diye plan yapılır mı hiç? En kolayından başlamanız gerekli. “Oofff günlerdir elim kolum kalkmıyor, içimden hiç temizlik yapmak gelmiyor” diye düşünen bir bayan için, en tehlikeli plan, “Yarın evi baştan sona dipli köşeli bir güzel temizleyeyim” şeklindeki düşüncedir. Oysa ki; “Yarın yatağımı toplayayım… belki çocuklar için de bir çorba yaparım.” Şeklindeki bir plan daha uygulanabilir niteliktedir. Ertesi gün yatağınızı toplayıp bir de çorba yaparsanız harika olur. Böylece küçük de olsa, istekleriniz doğrultusunda adım atmanın verdiği rahatlığı ve keyfi yaşamış olursunuz. Ve “istediğim hiçbir şeyi yapamıyorum” kompleksinden kurtulmanız kolaylaşır.

Örnekleri çoğaltmak mümkün sevgili okurlar.

Yazının ana fikrini hatırlatmam gerekirse, yurtdışında ve ülkemizde yaşayan vatandaşlarımız yoğun biçimde depresif duygular yaşıyor. Ve doktora gidip ilaç içmenin dışında hiçbir atraksiyonda bulunmuyorlar. Terapötik destek alamıyorlar çünkü oralardaki uzmanlar din, dil farkından dolayı bizim vatandaşlarımıza yeterince yardımcı olamıyor. Dışardan gelecek sihirli bir değnekle her şeyin bir anda düzeleceğini zanneden vatandaşlarımız sıkıntı yaşamaya başlıyor.

Sihir insanların içinde…

Kendi iç nesnelerinde… Aklına gelen olumsuzlukları, yine kendi iç dünyasından gelen cevaplarla çözümleyebileceğini bilen insanlar için, yaşam güllük gülistanlık bir formda ilerliyor. Bu gerçeği keşfedemeyen kişiler zor hayatlar yaşıyor.

Kolaylaştırmak veya zorlaştırmak bizim biraz da düşünme sistemimizde. İnsanlara alternatif üretme yeteneklerini geliştirecek yardımlar yapıldığında iyileştiklerini görüyorum ben. O nedenle de belki işe yarar düşüncesiyle de yazıyı kaleme almış oldum. Umarım işe yarar.

Okuduktan ve uygulamaya gayret ettikten sonra yine de depresif duygularıyla baş edemeyen insanları “bireysel destek” almaları konusunda uyararak yazımı da bitireyim… Depresyon, ilaç + psikoterapi ile neredeyse yüzde 95 oranında tedavi edilir. Oralarda uzman bulamıyorsanız, internet üzerinden veya telefonla dahi yardım alabilirsiniz. Yaşadıklarınız kaderiniz değil, tedavi sürecinizdeki eksikliklerin yansımalarıdır lütfen unutmayın… Lüzumsuz zorluklar yaşamayın…

Ömür bu!.. Göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Neden geride, sevdiklerimizle birlikte yaşanmış, mutlu ve huzurlu günler bırakmayalım?..

Sevgiyle kalın…
Mehtap Kayaoğlu